
Yeni okudum bu kitabı hafızam tazeyken yazacağım. Başlamadan uyarmak isterim bu özet spoiler içerir. Tadını alarak okumak için önce kitabı alıp okuyun sonra özete de bir göz atabilirsiniz.
Birkaç kere elime alıp uzun betimleme ve dilin bana hitap etmeyişinden dolayı devam edemediğim kitabı sonunda uzun tavsiyeler sebebiyle okudum. Evet Sabahattin Ali nin bu kitabı mutlaka okunması gerekenler arasında yer alabilir. Ağdalı bir dili ve uzun betimlemeleri seviyorsanız bu kitap en iyi seçeneklerden. Betimleme uzayınca çok sevmesem de beni de etkisi altına alıp sürükledi bu roman. Sabahattin Ali nin başarısı yadsınamaz. Gelelim Özete
Kürk Mantolu Madonna – Özet
Rasim işinden ayrılınca uzun bir süre yeni bir işe giremez. Sonunda tesadüfen karşılaştığı arkadaşı ona kendi çalıştığı yerden bir iş verebileceğini söyler. Maaşı çok düşük olmasına rağmen çaresiz yeni işi kabul eder. Yazı ve çeviri departmanında Raif Bey ile tanışması bu şekilde olur. Raif Bey oldukça beyefendi kimsenin etlisine sütlüsüne karışmayan sessiz bir adamdır. Rasim onu tanımaya başladıkça sevmeye ve hakkında daha fazlasını da öğrenmeye çalışır. Raif Bey o kadar naif biridir ki, çeviri işinde yapması gerekenleri yaptığı halde yetişmeyen yazılar için azar yediğinde bile hiçbir tepki vermez. Rasim bu azardan sonra Raif Beyin surat ifadesini gördüğünde azarı yapan kişiye nasıl acıdığını fark eder. Bu azardan hemen sonra Raif Bey küçük bir kağıda karalama yapar. Rasim onun karaladığı resmi görünce az önce azarlayan adamın yüz ifadesini profesyonel şekilde kağıda nasıl çizdiğini görüp hayran kalır. Raif Bey resmi çizdikten sonra acıyarak resme bakmış ve kağıdı çöpe atmıştır. Raif Bey aynı zamanda çok titiz işini aksatmayan bir adamdır. Biraz da hastalık hastası bir yapısı vardır. Hafif soğuk alsa uzun süre izin alır evinde yatak döşek yatar.
Bir gün yine çeviri yapması gerekirken Raif Bey hastalanır ve Rasim onu ziyarete gider. Ev aşırı kalabalıktır. Avangart mobilyalarla donatılmış olsa da çok eski mobilyalardır. Evde de Rasim Bey’in işyerindeki gibi örselendiğini görür. Raif Bey’e ne olduğunu sorduğunda soğukta üzeri başı açık şekilde yürüyüp üşüttüğünü öğrenir. Buna çok şaşırır çünkü Raif Bey bu şekilde pervasızca sokaklarda dolaşıp önlem almadan üşütecek bir adam değildir.
Raif Bey’in durumu gittikçe kötüleşir. Ölüm döşeğinde Rasim’den işyerindeki kişisel eşyalarını ister. Siyah kaplı defteri de yakmasını söyler. Rasim bu defteri imha edemeyeceğini belirtir. Bir şekilde Raif Bey’i ikna edip defteri okur.
Defter Raif Bey’in bir itirafı niteliğindedir.
Raif gençliğinde de mülayim, naif bir beydir. Avrupa’yı merak eder. Bir gün babası kendi sabun fabrikasında fayda sağlayacak şeyler öğrenmesi için Raif’i Avrupa’ya gönderir. Raif orda sabun değil de resim ile ilgilenir. Sabun fabrikasında çalışırken bir pansiyonda ev kiralar ve şehri tanımak için gezintiler yapar. Bir resim sergisinde tüm resimleri gezerken içlerinden bir tanesine uzun uzun bakakalır. Bu resim ressamın sergideki tek resmidir. Diğerleri gibi modern çizgilerden farklı daha klasik bir yol izlenerek çizilmiş Kürk Mantolu Madonna resmidir. Raif her gün gidip aynı resmi uzun uzun izler. Bir kız neşeyle yanına sokulup bu resmi çok beğendiniz galiba der. O da irkilir ve soruyu geçiştirerek sergiden hızla uzaklaşır.
Bir gün yolda Kürk Mantolu Madonna’ ya (Maria) çok benzeyen birini görür ve peşine takılır. Çalıştığı mekana girer ve söylediği şarkıları dinler. Mekan çıkışında ona nasıl ulaşacağını düşünürken. Maria onu tanımış ve yanına gelmiştir. Güzel bir arkadaşlıkları olur. Maria ilişkiye açık olmadığını defalarca dile getirse de Raif’in umudu vardır. Kendisine güvenebileceğini biliyordur. Bir gün Maria ile birlikte olurlar ve Maria Raif ile ilişki yaşamayacağını belirtip uzaklaşır. Raif bu ayrılık acısını yoğun şekilde yaşarken Maria ciddi bir hastalığa yakalanmıştır. Raif ayrılık acısına dayanamayınca Maria nın çalıştığı yere gidip bekler ve sorduğunda günlerdir izin alıp gelmediğini öğrenir. Maria ciddi bir hastalık geçiriyordur. Raif hemen Maria ya ulaşır ve ona bebekler gibi bakar. Maria ilişkiye uzak olmasının karşısındaki erkeklerle değil kendi bakış açısıyla alakalı olduğunu fark eder ve iyileşince Raif’le bir yuva kurmak ister. Bu sırada Raif’in babası vefat eder ve acilen memlekete dönmesi gerekmektedir. Maria da annesini ziyarete gideceğini söyler bu sırada Raif yaşayacakları yuvayı hazırlayacaktır ve Maria yı yanına alacaktır. Sık sık mektuplaşırlar ve her defasında Maria ona güzel bir sürprizi olduğunu gelince göstereceğini söyler. Gün gelir mektuplar seyrekleşir ve arkası kesilir. Raif’in gönderdiği mektuplar da geri gelmeye başlar artık. Büyük acı yaşar ve hayatı ciddi anlamda dibe batar. Maria’nın onu bırakması derin bir acıyla yaşamasına sebep olmuştur. Yeni bir yuva kurar ama Raif kaybettiği neşeyi bir daha asla bulamaz.
Bir gün Avrupa da ortak tanıdıklarına rastlar. Ortak tanıdığın yanında bir de çocuk vardır. Trenle bir yaşadıkları yere dönüyorlardır. Türkiye ye kısa süreli gelmişler. Ondan Maria hakkında bilgi alır. Maria annesinin yanına gittikten bir süre sonra vefat etmiştir. Küçük kız da Raif’in kızıdır. Kimse kızın babasının kim olduğunu bilmiyordur….