Geçenlerde bir tanıdığım başkası hakkında konuşurken, bana bakıp okumakla adam olunmuyor demişti. Sustum edebimden. Zira okuyan bir insan kolay kolay büyüğüne saygısızlık edemez. Öte yandan bilge insan genellikle kendisini anlayamayacak kişilerin karşısında susmayı tercih eder. O yüzden bu yazım beni anlayabilecek olana…
Şimdi kafamı önüme koydum ve düşündüm. Çevremde okumuş 100 kişinin içinde kaçı “adam” değil. Baktım en fazla 10 kişi çıkar içlerinden. “Adam” olamamış (tabi adam olmak düşüncesi de göreceli) yani değerleri olmayan, yalan söyleyen, hak yiyen, çocukları arasında ayrım yapan, egosunu törpüleyememiş, yalnız kendini düşünen en fazla 10 kişi buldum. Sonra dedim okumayan 100 kişi düşüneyim. İçlerinde “adam” olmayı başarmış en fazla 10 kişi bulabildim. Okumamış ama nazik konuşan, büyüğüne küçüğüne saygılı, hak yemeyen, edepli, namuslu…

Kendi çevremin dışına çıkayım bir de öyle değerlendireyim konuyu. Aklıma ilk gelen Esra Erol. Yahu bu programa çıkan kimin eli kimin cebinde ilişkilerin, para odaklı çıkar odaklı satılmış insanlıkların kaçı iyi bir eğitim almış okumuş. Yüz kişide en fazla 10 dur. En fazla 10 u bir okuma çabasına girmiş ama böyle çarpık durumlarla karşı karşıya… Bir halkın izlediği programlar bile Esra Erol gibi kim kimin eltisiyle aynı adama kaçmış ilişkileri olduktan sonra, okumuş bir insan olarak entelektüel seviyene göre insanlarla muhatap olmayı beklemen imkansız. Okuyan insan o yüzden daha yalnız. Hala dini kitap dışında birşey okumanın günah olduğunu hisseden insanlar var.
Ey okuyarak -ya da daha zoru okuyamadan- adam olabilmiş insan yalnız kalacaksın çünkü toplumda azınlıktasın. Ama sen yalnızlıktan yakınma, inadına değerlerine sahip çık. Hiçbirşey yapamıyorsan kendi çocuklarını kendinden daha yüksek bilince sahip olacak şekilde yetiştir. Ben mesela en basitinden oğlumu kendi işini kendisi görebilecek şekilde yetiştireceğim -oğlu bulaşık yıkıyorsa oğlum sen yıkama o kadın işi diyeni gördü bu gözler ya-. İnadına henüz beyni çürümemiş kişilere ulaşıp yalnız olmadıklarını; aslolanın topluma körü körüne uyum sağlamak değil, doğru olanı yapmaya çalışmak olduğunu anlat. Ne bileyim yazılar yaz belki bir çürümemiş beyine dokunur umuduyla. Biz bu tohumları attıkça dünya değişecek. Belki sonra, ama Allah sabredenlerle beraberdir.